8 Ekim 2012 Pazartesi


Şu anda okuduğum kitabın adı bi değişik; Kaplan Anne'nin Zafer Marşı..

Amy Chua isimli çinli bir anne tarafından yazılmış kitap.


Arka Kapak yazısı;

"Çok satanlar listelerinde 1 numara"
ABD, New York Times, İngiltere, Sunday Times, Almanya, Der Spiegel

ABD, Almanya, Brezilya, Çin, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsrail, İsviçre, İtalya, Japonya, Norveç ve Rusya dâhil, 25 ülkenin ardından, şimdi de Türkiye'de


Çinli anne Batılı anneye karşı mı?

Dünya güçleriyle yarışmaya başlayan Çin'in bu başarısının ardında Doğu disiplini görülüyor; Kaplan Anne'nin Zafer Marşı, bu disiplinin çekirdek ailedeki pratiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Amy'nin kızlarının şunları yapmaları yasak: yatıya kalmak, çocukların bir araya getirildiği oyun gruplarına gitmek, okul tiyatrosunda rol almak, televizyon izlemek ya da bilgisayar oyunları oynamak, kendi ders dışı etkinliklerini seçmek, A'dan daha düşük bir not getirmek, keman ya da piyanodan başka bir enstrüman çalmak, keman ya da piyano çalmamak.


"Chua'nın hatıratı, Kaplan Anne'nin Zafer Marşı, okunması kolay, zekice yazılmış, eğlenceli, dürüst ve biraz da hüzünlü."
Chicago Sun-Times

"Chua, tipik Asyalı çocukların sıra dışı başarılarının ardındaki sırrı açıklıyor: Çinli anne. Bu çocukları yetiştirmede başarılı olan en geleneksel yöntemi de ön plana çıkarıyor: katı, eski ve tavizsiz değerler. (!) Chua, yöntemlerinin korkutucu olduğunu inkâr etmiyor; fakat elde ettiği sonuçların tartışılmaz olduğunun da farkında!"
Publishers Weekly


Evet benim Şirin'i yetiştirme tarzıma çok uzak olan şeyleri Amy kızlarının üzerinde birebir uygulamış..Beni tanıyanlar bilir yumuşak bir anneyim ben ama Şirin'i tanıyanlar da bilir şirin de sert bir çocuk değildir..Uyku zamanını,okula gitme zamanını,evden çıkma ya da giyinme zamanına uyan sözümü dinleyen bir kız çocuğu..Elbette itiraz ettiği zamanlar oluyor..Mesela akşamları uyurken uykusundan uyanıp (o derin uykudan nasıl uyanıyor hala anlayamıyorum) bi kaç kez seslenip beni yanına çağırır..Bu hayatımızı etkileyen bir durum zira benim uyku kalitem de onun uyku kalitesi de zarar görüyor..Bi de tabi yemek mevzu var ki o zaten şirin ilk doğduğu andan itibaren hayatımızda..Hoş artık daha çok çeşit yemek yiyor (ıspanak felan da dahil buna) ama yemek yeme süresi oldukça uzun ve meşakkatli..evde öyle en azından..doğuştan peynirden nefret edenler kategorisinde..Peynir yemiyor..Böyle çok insan varmış sonradan öğrendim peynirin kokusuna dayanamazlarmış bırak tatmayı..Kızım o gruptan işte..Bu konuda henüz hiçbir şey yapamadım..Neyse işte yani sonuç itibariyle çok katı kuralları olmayan ama koyduğu  kuralları da maksimum düzeyde koruyan bir anne tarafından büyütülüyor şirine..

Bu kitap neden ilgimi çekti sorusuna da yanıtım üstte anlattıklarımdan çıkarılabilir sanırım..Çinli ebeveynlerin kuralcılık ve çocuk yetiştirmede ki katılıkları herkesçe bilinir  öyle değil mi? Fakat bu kitapta öyle şeyler okuyorum ki çocuklara acımamak elde değil..Çinli anne Amy elbette çocuklara zarar vermiyor ve kızlarını çok seviyor ancak prensipler türk annelerinin öcü görmüşçesine korkacağı tipten..

 Amy'nin ilk kızı Sophia yumuşak huylu..On sekiz aylıkken alfabeyi öğrenmiş matematikte de üstün başarılar göstermiş bi kız..Öyle ki kreşte çocuklar henüz 1'den 10'a kadar saymayı öğrenirken Amy Sophia'ya alışılmış Çin yöntemleri ile toplamayı,çıkarmayı,çarpmayı,bölmeyi,kesirleri ve ondalıkları öğretmiş bile.

İkinci kız Louisa'yı ise amy şöyle tanımlıyor: "O melek suratlı bir asi!"Hatta diyor ki; "onu düşündüğüm zaman gözümün önüne vahşi bir atı eğitmeye çalışmak geliyor.."


Ve elbette anne kızın arasındaki bu çekişmeler ve zorlukları bi kaç satır sonra Amy kendisi açıklıyor ; Kaderin cilvesi şu ki,Lulu ve ben birbirimize çok benziyoruz: Benim çabuk parlayan,çatal dilli ve hemencecik affeden kişiliğimi almış.." Tanıdık değil mi? :) 

Amy ne yaptığını bilen entellektüel bir kişilik aslında..O bir hukuk profesörü..Kendinisin yetiştirilirken aldığı ve o sebeple hukuk profu olduğu geleneksel çin eğitimini kendi kızları üzerinde uygulamış ancak şöyle bir ayrıntı var olayda..Onun çocukluğu zamanındaki gibi değil ne çocuklar ne de hayat..Gelişen teknoloji,  kolay bilgi edinme ve vericilerin zenginliği sayesinde çocuklar artık bir kuşak öncesindeki nesilden bile fazla farkındalar herşeyin..Kendilerini çok kolay ifade ediyorlar ve özgüvenleri çok çok yüksek ebeveynlerine göre..Amy işte bu nesiller arası gelişmeyi reddederek anne babasının onu yetiştirirken verdikleri gelenekler eğitimi çocuklarına vermek istiyor..Ve yapıyor da..Ancak ciddi çatışmalar yaşıyorlar özellikle lulu ile.Lulu 13 yaşındayken bir lokantada bardakları yerlere atıp annesine,"Hayattan ve senden nefret ediyorum"diye bağırmış..

Amy'ye  göre çocukların annelerini sevmelerinden çok başarılı olmaları önemli..Önlerinde ki hayatın zorluklarını düşünürsek aslında çok da yanlış bir düşünce değil ve bir çeşit fedakarlık gibi ama elbette bizler ve çinliler çok farklı kültürlere sahip toplumlarız..E baktığımızda da şu anda Çinlilerin  dünya üzerindeki güçleri tartışılmaz e bi de bize bakın..Koyun gibi nereye sürülürse oraya giden hiç bir zamda sesini yükseltmeyen üç kuruş kazanabilmek için kıçından ter akıtan bir milletiz..Fark ortada gibi!!

Kitap yayınlandığında elbette çocuk yetiştirme tarzı üzerinde epey tartışmalar yaşanmış..Time dergisine kapak olmuş kitap ve ABD,İngiltere ve Almanya'da bir numaraya yükselmiş çok satanlar listesinde..Ve karşıt eleştiriler Amy'nin bir anneden çok bir canavar olduğu yönünde hatta ölüm tehtitleri bile almış Amy..

O tüm bunlara şöyle yanıt veriyormuş;

"Bu, bir anne, iki kızı ve iki köpeği ile ilgili bir hikaye. Aynı zamanda Mozart ve Mendelssohn, piyano, keman ve Carnegie Hall'a çıkmayı nasıl başardığımızla ilgili... Bu, sözde, Çinli anne babaların Batılılardan nasıl daha iyi olduğuyla ilgili bir hikaye olacaktı. Ama onun yerine, kültürlerin acı çatışması, kısa süren bir zafer sevinci ve 13 yaşında birinin benim burnumu sürtmesiyle ilgili oldu."

Ben okurken disiplin yöntemlerini -Hiç bir zaman Amy'nin yöntemleri kadar katı olmayacaksa da-sorgulamaya başladım açıkçası..Bakalım ilerleyen sayfalar bize :) neler sunacak..

İçimden sizi öpmek geldi..

Kocaman öpücük!!


0 yorum: