3 Aralık 2010 Cuma

Ve en nihayet uzun senelerdir istediğim Konya yolculuğumun zemanı geldi..

Şeb-i Aruz'da Konya'da olacağım..

Niyetim trenle yata yata gitmekti aslında ama orda daha çok vakit geçireyim diye uçakla gitmenin daha mantıklı olduğuna karar verdim..

Şeb-i aruz törenine bu saatten sonra bilet bulmak imkansız gibi bişi dedi Konya'daki dost Ahmet..Ama temem dedi imkansızı başaralım senin için..Sağol dostum :)

Halit'le konuşurken de bütün türbeleri gezdireceksiniz bana dedim..en güzellerini..Umud dedi türbenin güzeli mi olur?? Bi düşündüm...Taam dedim değiştiriyorum en mübareklerini gezdirin o zeman..:) gezeriz durmadan dedi merak etme sen..

Şinci ne isterseniz Mevlana topraklarından deyin?


Şu motifi seyrediyorum dünden beri;


1.Baş kısmı; Edeb ya hü"
2.kalp kısmı "Allah (cc)"
3.sırt-göğüs kısmı:"Ah mine-l aşk"
4.sağ etek kısmı "Ya Hazreti Mevlana"
5.sol etek kısmı: "Bu da geçer ya hü"
6.sağ etek iç kısım:"Hoş gör"

Ve Aşk'tan unutamadığım bir replik;

“Bila noksan, eksiksiz bir hayattır sürdüğün. Ya da öyle sanırsın. Alışkanlıklara ayak uydurur, tekrarlara kapılırsın. Şimdiye değin nasıl yaşadıysan, gene öyle yaşayacaksın sanırsın. Sonra beklenmedik bir anda biri çıkar gelir. Etrafındaki kimseye benzemez. Kendini bu yeni insanın aynasında görmeye başlarsın. Var olanı değil, sende eksik olanı gösteren sihirli bir aynadır o. Ve sen bunca zaman aslında hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığını, bilmediğin bir şeye hasret çektiğini anlarsın. Şamar gibi iner hakikat suratına. Sana içindeki boşluğu gösteren bu kişi bir pir, üstad, arkadaş, yoldaş, eş ya da bazen bir çocuk olabilir. Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır. Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır: Sana ayna olacak insanı bul! İşte o ayna benim için Şems’dir.”

Çok heyecanlıyım a dostlar..Belki de orda karşılaşacağım şey kendimin aynasıdır?
Olamaz mı?

Benim gibi sonda söyleyeceğini başta söyleyenlere şöyle buyurmuş canım efendim;

"yaydan fırlayan ok gibidir ağızdan çıkınca bir söz.
ve hiç geri dönmüş değildir atıldıkta sonra bir ok.
seli başından bağlar ileriyi gören kişi.
ve geçtiği yerleri harap eder baştan bağlanılmayan sel.
ne tükenmez hazinesin sen ey dil ve ne devasız bir dert!"

Ve "gönül,gönül verilerek alınır"deyü buyurmuş..Başka söze ne hacet!

Bu arada az önce yemek yediğimiz yerde nasıl bir tesadüf (tesadüf diye bişey var mı ki?) taksim trio çaldı...




Selametle












Bu 28 derecelik sıcak günü fırsat bildik..Tülay ve Nazo 'yla attık kendimizi plazadan dışarı..

Küfte ekmek-ayran...sonna birer çay..ohh missss....

kızlar zevkti...



Hindi Zahra - Beautiful Tango

;;