30 Ocak 2012 Pazartesi



Az evvel kapattım televizyonu..içinden çıkardım dvd'yi..Kutusuna koydum..Bunları yaparken görmüyor hala Beethoven'ın olağanüstü, bu sebepten tanrısal notalarını duyuyordum..

Bir filmi çarpıcı bulmam için başından sonuna nefessiz izlemem gerekmiyor..Bu filmde öyle oldu en azından.."Copying Beethoven"

Gözyaşlarımı tutamadım 9. senfoni prömiyeri'ni izlerken..Çok etkilendim..Bir insanın -Beethoven bile olsa- güven duygusuna ne kadar ihtiyacı olduğunu bazen bir insanın sizin için sadece bedenden ibaret değil hem göz hem kalp hem ruh hem de ses olabileceğini bi kez daha farkettim..

O sahnenin finalinde Beethoven alkış kıyameti duymuyor-duyamıyor ta ki Anna kolundan tutup çevirene kadar yüzünü seyirciye..Senfoninin bitip sadece Beethoven'ın nefes alış verişlerini duyduğum o an sanki o salondayım..Beethoven'ın sırtı dönük bana, az önce yaşadığım şeyin; duyduklarımı tanımlamamım izahı yok..Sadece sırtı bana dönük olan tanrının sesi..Nefes alıp verişi..

Olağanüstü'den başka sıfat gelmiyor hem eserlerini hem de hissettirdiklerini tanımlamak için..

Beethoven kaba ve bencil bir takım davranışlar sergiliyor film boyunca ancak aslında gerçekten ne demek istediğini anlayabildiğinde son sahnedeki Anna gibi tıpkı ufak bir odadan dışarı çıkıyorsunuz,doğa kucaklıyor sizi ve siz tanrının sesini duyabiliyorsunuz doğanın içinden geçerken!

Tam anlamıyla sağır olduktan sonra (1917), Ludwig besteliyor 9.senfoniyi..Tıpkı onun dediği gibi;

- tanrı, sizin kulağınıza fısıldıyor ama benimkine bağırıyor!

Ve etkileyici bir ayrıntı daha filmin içinde; Beethoven'ın kapı komşusu yaşlı kadın sessizliğin tadını çıkarıyordur zira Ludwig evinde değildir, doğayı dinlemeye gitmiştir..Anna yaşlı kadınla karşılaşır koridorda..Yaşlı kadına "sessizliğe ihtiyaç duyuyorsanız neden taşınmıyorsunuz burdan" diye sorar .Yaşlı kadın 7.senfoniyi mırıldanır ve der ki "ben Beethoven'ın kapı komşusuyum herkesten önce duyuyorum bestelerini..Bundan daha özel ne olabilir benim için.."

Beklentilerimiz, ihtiyaç duyduklarımız karşısında bazen hiç birşeydir..Ve bunu anlayabildiğimizde, tıpkı yaşlı kadın gibi ,zevk alıyoruzdur artık hayattan..her şey tam anlamıyla istediğimiz gibi olmasa da..

Sanırım bu yazıda oyuncular-oyunculuklar ile ilgili bişi yazmayacağım zira Beethoven'ı anlamak şu an için en önemlisi...


;;