14 Şubat 2013 Perşembe
Çok yıllar önce Big Fish'i izlemiştim yakın zamanda da Life of Pi'yi izledim ve anladım ki masal-filmleri seviyorum ben..Bu sefer belki de masal-filmlerin en çarpıcılarından birini izledim.."The Fall"
Filmle ilgili enteresan bilgiler var; filmin çekimi toplam dört sene sürmüş ve 28 farklı ülke gezilmiş bu ülkeler;
Taj Lake Palace, Lake Pichola, Udaipur, Rajasthan, India
Teges Village, Ubud, Gianyar, Bali, Indonesia
Agra Fort, Agra, Uttar Pradesh, India
Agra, Uttar Pradesh, India
Andaman Islands, India
Argentina
Bali, Indonesia
Brazil
Buenos Aires, Federal District, Argentina
(Jardin Botanico and Jardin Zoologico)
Butterfly Reef, Fiji
Cambodia
Cape Town, Western Cape, South Africa
(hospital scenes)
Chand Baori, Abhaneri, Rajasthan, India
Charles Bridge, Old Town, Prague, Czech Republic
(Blue bandit jumps from bridge)
Chennai, Tamil Nadu, India
Chile
China
Dunsfold Park, Dunsfold, Surrey, England, UK
(model of Fatehpur Sikri for visual effects explosion sequence)
Egypt
Fatehpur Sikri, Agra, Uttar Pradesh, India
Fiji
Hagia Sophia, Istanbul, Turkey
Himalayas, Nepal
Hollywood, Los Angeles, California, USA
India
Italy
Jaipur, Rajasthan, India
(Jantar Mantar)
Jodhpur, Rajasthan, India
(blue city)
Ladakh, Jammu & Kashmir, India
Maldives
Mehrangarh Fort, Jodhpur, Rajasthan, India
Pangong Lake, Jammu & Kashmir, India
Paris, France
Prague, Czech Republic
Romania
Salar de Uyuni, Bolivia
Sossusvlei, Namib-Naukluft National Park, Namibia
South Africa
Spain
Sumatra, Indonesia
Turkey
UK
Valkenberg Hospital, Cape Town, Western Cape, South Africa
(Hospital)
Villa Adriana, Tivoli, Rome, Lazio, Italy,
Sahnelerin hiç birinde özel efekt kullanılmamış. (filmi izleyince ne kadar saygı duyulası bir durum olduğunu göreceksin)Ne acaip değil mi? Bu bilgiler bile başlı başına filmi izlemek için bir neden bence ama ben kolay değilimdir bunlarla yetinmem derseniz buyrun burdan yakın; Küçük kız çocuğu Alexandria kolunu kırmış ve bir hastanede yatmaktadır..Farklı bir nedenden yine o hastanede yatan Roy ile arkadaş olurlar ve her şey Roy'un ona istediği bir şeyi yaptırmak için anlattığı hikaye ile başlar..Sonra Roy'un ağzından dökülen hikaye Alexandria'nın çocuk zihninde canlanmaya başlar..Hikayenin sonlarında Roy masaldan ve hayatından vazgeçmek istese de küçük kızın saf ve ona duyduğu sonsuz güven belki de Roy'u tekrar yaşama bağlayacak şey olacaktır..Belki de?
Mükemmel bir anlatım mükemmel bir sunum ve küçük kız çocuğu alexandria'ya hayat veren Catinca Undura'nın gerçek hayatta yaşarmışçasına asla rol kesmeden,boğazıma yerleşen kocaman yumruya sebep yeteneği..Her sevimli kız çocuğunun olabileceği kadar meraklı, yaramaz (buz yüklü kamyondaki buzları yalayan :),hastaneye yatmadan yaşadığı travma yüzünden çok korktuğunda altına kaçıran ve gugli,gugli,gugli,go away! diyerek kötülükleri savmaya çalışan zeki kız çocuğu..
Benim için yeri her zaman farklı olacak filmlerden biri idi the fall..En başlarda olacak filmlerden..Belki de küçük kızlarımı düşünüp vazgeçmemek için çabalayan ben'i düşüneceğim..
Sanki film için bestelemiş Beethoven;
Etiketler: the fall
;;
Subscribe to:
Kayıtlar (Atom)