7 Ocak 2010 Perşembe

Günün en güzel ikinci saati.İlki gözümü açar açmaz meleğin bana "Günaydın sevgilim ne güzel bi gün değil miii,kahvaltıdan önce seninle biraz öpüşelim mi? şarkısını (Şebo) mırıldandığı an..(Dili döndüğünce söylüyor,tek tük çıkıyor kelimeler ama melodi tamamdır)

Gün geceye dönüp tek başıma olduğumda (içecek bişeler illa ki oluyor) ikinci keyif saati başlıyor..Bu saatlerde ya kitap okuyorum yada yazıyorum..
Bu aralar televizyon nerdeyse hiç açılmıyor akşamları..Aslında yalnız kalanlar sanıyorum evde bir "ses" olsun diye tv'ye sarılıp,izlemeselerde açık tutuyorlar..Şu ana kadar ihtiyacını hiç hissetmedim ben..(Çok şükür de ne meraklıymışım yalnızlığa:)

Şu sıralar okuduğum kitap Bülent Somay'ın..Yakında tanışacağız sanırım Scala aracılığıyla..Çok bekliyorum kendilerini..
Neyse dönelim efenim kitabımıza..Kitabın adı "Bir şeyler eksik"..Enteresan-Eğlenceli ve Etkileyici bir kitap..
Bülent Somay kitabın kapağında "Aşk,Cinsellik ve hayat hakkında bilmek istemediğimiz şeyler" demiş.Bu bile okunması gerektiği hakkında bir ipucu niteliğinde bence :)

Somay girişte kitabın "ne" olduğuyla ilgili açıklamalar yapmış.."Deneme olduğu kuşkusuz ama yer yer deneme biçiminden uzaklaşıyor daha "akademik" bir tartışma üslubuna özeniyor.Şekline bakacak olursanız bir aforizmalar kitabı.."
"Bir tezler kitabı hiç değil,zaten bu kadar tezim olsaydı (318 adet) bir değil on kitap yazmam gerekirdi,üstelik bunların çoğu da genellikle boş laflarla dolu olurdu.Dolayısıyla bu kitap "arada sırada tezlere de rastlanabilecek,aforizmalar şeklinde kurulmuş bir deneme kitabı"..Bu da kitabın enteresan kısmı :)

Eğlenceli kısma geliyoruz.."Eğer bu karmaşık biçimin tutacağı hakkında küçük de olsa bir ümit besleseydim,kendisine şık bir isim bile uydururdum ama değeceğine sanmıyorum"

Etkileyici saptamaları buraya yazarsam ya sizin kitabı okumanıza gerenk kalmaz yada uppuzun bir yazı olur bu, sizde sıkılırsınız bende..

Eğer sizde hep bi şeylerin eksik kaldığını hissediyorsanız (ki bu hem hastalıklı hem de çok olması gereken akıllı-enayi insan durumu ve evet bende bizatihi o enayilerden biriyim) bu kitap size göre derim..Diyorum ya hani düşünen kadının (insanın) içindeki o "boşluk duygusu" onun yakasını bırakmazoğlu bırakmaz...Fekat Bülent Somay'da şöyle demiş (ki buralar zat-ı muhterem ne derse katılır durumdayım) ;"Hiçbir eksiğimiz olmasaydı başkalarına ne ihtiyacımız olurdu ki?" (s. 34).

Kitap bende..Az kaldı bitmesine..İsteyen olursa gönderebilirim... :)



II.Kısım

Scala isimli bir kitap dükkanı var Galatasaray'ın karşısında Hacopulo pasajında..Dar bir girişle başlayan ve genişş bir avluya açılan taksimin karmaşasından uzak sakin bir mekan Hacopulo pasajı...
Scala bu sakin avluda işte.Kitapçının üst katında haftanın belli günleri çeşitli atölye çalışmaları yapılıyor..
Scala Kitap Kulübü...Bazen "İlişkiler Atölyesi" oluyor bu bazı günler "Scripta 3000" adı verilen öykü yazım amaçlı bir atölye..Atölyeye hem yazmak hemde yazan insanlarla birarada olmak isteyenler geliyor..Hatta bir keresinde işi yazmak olan bir kişi (yazardı yani :) (ismini çok özür dileyerek hatırlamadığımı itiraf ediyorum belki Ebru beni düzeltir)gelip romanı için yaratacağı kadın karakterine katkı sağlamak için bulunmuştu Scripta 3000'de.Belki bu akşamda gelir..Bu arada benden esinlenir diye baktım gözünün içine içine ama bişi almadı sanırım :) (şaka be)

Scripta 3000 'in tanıtım yazısı bakın;

"Bir kadın...Bir erkek.....Hiç tanımadığınız biriyle hayalleriniz örtüşebilir mi?Hiç tanımadığınız biriyle öykü yazabilir misiniz???Zor değil mi?? Biz zoru başarmak ve üstesinden gelmek isteyen çılgın bir ekibiz....Kadın ve erkekler'den oluşan gruplarımızda yeni tanışan çiftler, konu, zaman ve mekanı belirleyip interaktif ortamda hikayelerini oluşturucaklar. Sonra mı???? tabiki birlikte paylaşacağız. İsterseniz astronot, isterseniz eski sevgili, isterseniz zengin kız fakir genç oğlan olun. Ucu bucağı yok sınırımız sizin hayallerinizle sınırlı:)) Yolunu bilmeyen yol gösteremez derler. Yolumuz; hayallerimiz, hayalleriniz.Yazı konusunda beceriksiz olabilirsiniz arzunuz olsun yeter.Gerisi boş:)) Bizlerde bu işe gönlünü vermiş ve bilginin paylaşmakla çoğalıcağına inanan bir grup çılgınız. Defo hepimizde mevcut:)Sizide aramıza bekliyoruz....Sevgimizle"


Şimdi bahsedeceğim çalışmaya ben henüz gidemedim ama (çok istiyorum sahiden) pek değer verdiğim Meriç Renkver moderatörlüğünde "Sinema Geceleri" çok cazip geliyor kulağa..
Meriç'cim hep aklımda..Her biraraya gelişlerinde dünya sinemasından örnekler izliyorlar ve sonra da film üzerine tartışıyorlar..Ne keyifli geliyor kulağa değil mi?

Atölye çalışmaları bunlarla sınırlı değil elbette diğerleri için size link veriyorum..

scala kitap kulübü

Scala'nın kurucusu Ebru Değirmenci'nin yaptığı şeyi pek değerli buluyorum zira günümüz "kullan-at" kültüründe (süzlüğünde mi demeliyim?) bu kadar kitaba,sinemaya ve insana değer veren ve hayatı sana verilenin (dayatılanın) üstünü biraz kazıyıp "acaba altında ne olabilir?" diyen insanları bir araya getirme fikri bile yeterince cesur ve çarpıcı (şık diyelim Ebru'cuma cuk otursun) bir hareket..

Son zamanlardaki "farklı bakış açıma" katkısı çok hem Scala'nın hem Ebru Değirmenci'nin..

Bu akşam Sinan'la yazdığımız (hatırlayın 1 kadın 1 erkek) hikayeyi okuyacağız Scala'da..

Belki Sinan'da isterse blogda yayınlarım öyküyü..Belki?

Şimdilik durumlar böyle..

Alıştık artık birbirimize,öpüyorum..





Scala Kitapçı

Hangeçidi sok.İstiklal cad.Hacopulo pasajı Galatasaray

;;