22 Kasım 2012 Perşembe


Geçmeden nasıl acıttığını bilemediğin zamanlar gibi,
içimdeki nasır tutmuş yara şimdi her soğukta sızlıyor oysa kanamamıştı bile veyahut ben öyle zannetmiştim..
Gördüğümde hayatın kırmızısı gibi gelmişti meğer acının kırmızısıymış..O nasırdan bana kalan acı olmasa bile hep bir hüzün oldu..

Kulağımda bir viyolensel hüznü,nereye gitsem benimle..İçimde en derinde ki bulup da çıkartmayayım diye biliyorum..Hain hüzün koydum adını..

İnsanlar içinde hain hüzünle gezen bir ben ile karşılaşıyorlar ve hayatlarına devam ediyorlar ne tuhaf..Yoksa tuhaf olan hayatlarına devam eden insanlara rağmen hain hüzünden vazgeçemeyen ben mi?

Üstelik insanları kandıran,onlardan sakınan da benim..Hain de benim hüzün de!..Ama bunu ne sen duy, ne ben söyleyeyim..Duyma ki sen hiçbir şey olmayan hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edebil,söylemeyeyim ki ben de içimdeki vazgeçemediğim bu hain hüznü küstürmeyeyim.......................................................

Ankara-Kasım-2012

;;