13 Mart 2013 Çarşamba


"Dün merdivenleri çıkarken orda olmayan bir adamla karşılaştım.Bugün de orda değildi..Keşke,
keşke,dedim.Gitse!"

Son izlediğim film İdentity..John Cusack sevdiğim beğendiğim en nihayetinde saygı duyduğum bir holivud ağbimizdir..Sanıyorum tanışıklığımız "Sensiz olmaz" diyerek türkçeleştirilen "high fidelity" filmi ile olmuştu..Belki daha eskidir de ben bilmiyorumdur..Bak o film de güzeldir..Tekrar izlemek lazım ama yazmak için, çoookkk uzun zeman oldu izleyeli..Afişi yatak odamızda durur hala..



Identity aslında enteresan bir film..Çok enteresan değil ama enteresan..Anlatacağım..

Başladığında Agatha Christie romanlarından uyarlanan filmmiş gibi ya da Stephen King gibi..Deli gibi yağan yağmur çakan şimşek,bir şekilde yolları ıssız bir yerdeki otelde kesişen on kişi,sırayla ölen insanlar..Hatta filmin bir yerinde Agatha teyzenin On küçük zenci'sine gönderme yapılıyor..Ama film ilerledikçe Pruitt Taylor Vince abinin canlandırdığı Malcolm karakteri filmi zenginleştirmeye yetiyor bence..Malcolm'ın kafasının içindeki o karmaşa çok dikkat çekici kılıyor filmi..Ayrıca gözlerini nasıl öyle yapabiliyor sorusuna da internette araştırdığımda yanıt buldum;adamın nystagmus hastalığı varmış..Gözün istemdışı ileri geri hareketi..Normal insan deviremez yoksa o gözleri öyle..


İzlerken Malcolm'un suçlu mu suçsuz mu olduğunu çok düşündüm..Yani psikolojik hastalığı olan bir kişi ne yaptığının farkında değilse yaptıklarından sorumlu mudur? Sanırım yaşanılanların neresinde durduğuna bakar sorunun cevabı..


Eğer çoklu kişilik bozukluklarını irdeleyen psikolojik gerilim filmi izlemek isterseniz,zaman kaybı yaşamayacağınız bir film bu..


Al sana bi de fragman vereyim yanında;




;;