6 Ocak 2012 Cuma



Şirinella'ya Defdef Küçük Kara Balık'ın hikayesini getirmiş geçen akşam bize gelirken..Öyle şahane bir hediye ki bu bir çocuk için..Teyzem bana kitabı aldığında ben Şirine'den daha büyüktüm ve canım teyzem kitabımın ön sayfasına şöyle yazmıştı;

Umud'cuğum,
Benim seni sevdiğim kadar sen de kitapları sev,emi!
08.07.1987

Kitap beşinci baskısını yapmıştı Ekim 1979'da..Kitaplığımın en kıymetlilerinden şimdi..Ve ben bu kitabı okuduğum için,teyzem bana bu kitabı hediye ettiği için bugünkü benim birazda..Ve elbette o dönemde yasaklı Melike Demirağ'ın "Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım" şarkısını dinlediğim için ve elbette ilk ezberlediğim şarkı nakaratı bu olduğu için;

"Zulmün önünde dimdik dimdik tut onurunu,
sevginin önünde eğil kızım"


Ve Kurtuluş savaşının halk ile beraber kazanıldığını duyduğum için..Ne bir kişiye ne de bir güce körü körüne tapmanın yanlış olduğunu beynime kazıdığımdan beri..

Öyle işte..Vay be çok seneler önceydi..Ama dedim ya zayıf hafızama rağmen tüm bunlar benliğimi şekillendirirken teyzemden duyduğum hayat dersleriydi..Asla unutmadım..

Şimdi de kızıma geldi hediye olarak Küçük Kara Balık'
ın hikayesi..Ve artık o da Küçük bir kara balık..Olması için elimden geleni yapıyorum..

Bu akşam yatmadan önce aşağıdaki kadar okuduk..Sonunda Şirine uyuyakaldı :)
Her gece biraz daha Küçük Kara Balık olacak minik..Öyle işte...

İyi geceler sana da Küçük Kara Balık...

Uzun bir kış gecesiydi.Denizin derinliklerinde yaşlı bir balık,on iki bin çocuk ve torununu etrafına toplamış,onlara bu hikayeyi anlatıyordu:

Bir zamanlar bir Küçük Kara Balık annesiyle birlikte küçük bir derede yaşamaktaymış.Kayalıklardan çıkarmış bu dere.

Küçük Kara Balık ve annesinin yuvaları,yosunlarla kaplı kapkara bir kayanın arkasındaymış.Her gece orada uyurlarmış.


Küçü
k Kara Balık her gün sabahtan akşama kadar annesinin peşinde yüzermiş.Kimi zamanlarda başka balıkların arasına karışır,hep birlikte kayalıklar arasındaki küçük yarıkların içine girip çıkarlarmış.Küçük Kara balığın hiç kardeşi yokmuş.Çünkü annesinin on bin yumurtasından sağ çıkabilen sadece o imiş.

Küçük Kara Balık birkaç günden beri düşünceli görünüyormuş.O kadar az konuşuyormuş ki! Annesinin peşinde yavaşça yüzüyor ve diğer balıklarla pek oynamıyormuş.Annesi ise,onun biraz hasta olduğunu ama yakında iyileşeceğini düşünmekteymiş.Oysa Küçük Kara Balığı
n rahatsızlığının nedeni çok başkaymış.

Bir gün Küçük Kara Balık daha güneş doğmadan annesini uyandırmış ve ona şöyle demiş: "Anne seninle konuşmak istiyorum.

"
Henüz yarı uykuda olan annesi cevap vermiş."Şimdi zamanı değil,daha
sonra konuşuruz!Şimdi git ve yüz biraz."


"Hayır anne!" Artık buralarda yüzmek istemiyorum ben.Başka yerlere gitmem gerek"demiş bu kez Küçük Kara Balık.


"Gerçekten gitmek zorunda mısın?"diye sormuş annesi. Küçük Kara Balık cevap vermiş:




"Evet anne,gitmem gerek."


"İyi ama"demiş annesi,"bu kadar erken bir saatte nereye gitmek istiyorsun ki?"


Küçük Kara Balık hemen anlatmaya başlamış."Bu derenin nerede bittiğini
görmek istiyorum.Biliyor musun anne,bunu aylardır düşünüyorum.Başka birşey düşünemez oldum ve dün gece bu yüzden hiç uyuyamadım.Sonunda da, bu derenin nereye kadar gittiğini ve nerede bittiğini gidip öğrenmeye karar verdim.Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum.

"
Annesi gülmüş."Ben de çocukken böyle şeyler düşünürdüm.Ama bak canım,derelerin ne başı olur ne sonu.Bunda araştırıp öğrenilecek ne var ki?Dereler sadece akarlar.Bir yerlere falan gitmezler."

"Ama anne,bu doğru olamaz!"diye karşılık vermiş Küçük Kara Balık."Her şeyin bir başlangıcı ve sonu yok mudur?Geceler,günler,haftalar,aylar,yıllar...Hepsi sonunda bitmez mi?"


Annesi kestirip atmış bu kez:"Bırak şimdi bu lafları.Kalk biraz yüzelim,şimdi yüzme zamanı,konuşma zamanı değil."


Ama Küçük Kara Balık konuşmakta ısrarlıymış: "Hayır anne,ben böyle yüzmekten bıktım,başka yerlerde ne olup bittiğini öğrenmek istiyorum.Belki de bunları birisinden öğrendiğimi düşünüyorsun.Ama inan bana,çok uzun zamandır düşünüyorum bunları.Elbette başkalarında da öğrendim başka şeyler.Örneğin balıkların pek çoğunun yaşlandıklarında, 'Hiçbir şey yapmadık,boş bir hayat geçirdik' diye şikayet ettiklerini biliyorum.Bense yaşam nedir onu öğrenmek istiyorum.Yaşam,ufacık bir yerde yaşlanana kadar hep aynı şeyleri yapmak olamaz.Bu dünyada başka türlü yaşamak mümkün mü,onu bilmek istiyorum."


devamı yarın akşam..

;;