22 Aralık 2009 Salı


Hani bazı zamanlar olur beklettiğin o özel duruma -kişiye-zamana sakladığın şeyi artık bekletmek istemezsin.Tıpkı vitrinde duran hiç kullanmadığın,kullanmaya kıyamadığın porselen tabakların yada
kristal kadehlerin gibi..Aslında düşününce kıyamadığın,tüketmek istemediğin şey "o andır".Sadece bazı insanlar farkeder aslında ne kadar beklersen o kadar hızlı akar hayat..!
Hani olur ya sabırsızken de,heyecan içindesindir ama geçmez olur saatler..bunun gibi bir şey sanırım...

Dün bir süredir-aklımca haklı bir nedenim vardı-beklettiğim bir film izledim.."Jane Austen Kitap Klubü" Pek adetim değildir burda izlediğim filmleri yazmak.Ama biliyor musunuz kitap girişinde dediği gibi oldu yazarın ufak bi farkla "Bir film izledim hayatım değişti" :) İddialı mı geldi..Bana da öyle gelmişti ilk başta..Anlatayım..

Aslında böyle hissetmemde en esaslı sebep bir şeye meydan okumanın gücüydü..Beklemedim, karar verdim ve yaptım..Çok cesaret veren bir deneyimdi benim için..

Filmi izlerken ne çok duygulandım delice ne de coşkulandım..Ama anladım..ANLADIM...

Filmdeki karakterlerden biri (Jocelyn) hükmedici ve kontrolcü..Hatta ondan hoşlanan yakışıklı ve daha önce hiç Austen okumamış genç adam sırf bu yüzden köpek yetiştirdiğini söylüyor Jocelyn'e..
Jocelyn uzun yıllar yalnız olmaktan mutsuz olmamış..-mı acaba?- filmin sonlarına doğru bunun pek de öyle olmadığı izlenimi veriliyor elbette -sonuçta romantik bir film J.A Kitap Klubü- ancak ben yine de yalnız olmanın da insanı mutlu eden bir tarafı daha doğrusu şöyle diyeyim tek bir kişiye bağımlı olmamanın (bağlı olmaktan bahsetmiyorum bağımlı olmak bambaşka bişi bence) insana kazandıracağı bir sürü şeyi olduğunu düşünüyorum bu aralar sıklıkla..Bir çırpıda sayabilirim..

Yalnız olma şansını iyi kullanan,bunu bir kazanıma dönüştürenlere bu aralar pek bi hayranım..

Bahsettiğim yalıtılmış ve zorlama bir yalnızlık değil anladınız siz beni..Tercih edilen bir durum..

Haa istediğinizde sabaha kadar sıkılmadan konuşabileceğin "ayakların üşür senin" deyip sana pembe patik getiren bir arkadaşın varsa -bildiniz benim var- yada saçmaladığınızda haklı mı haksız mı diye bi an düşünmeden adamın kafasında şişe kırmayı düşünen bir arkadaşınız varsa-bildiniz benim var-şanslı kullardansınızdır..Ve o zaman hayat gerçekten daha yaşanılası:)

Ama seçilen yalnızlık duygusu ağızda gittikçe tatlanan ,durdukça rayihasını saçan bir şeker gibi...

Yazıdan çıkan şeyi söyleyeyim mi kulağınıza;Bir kadın hayatında erkek figürü olmadan da mutlu olma gücüne sahip..Emin olun buna..Ben her geçen gün daha da çok farkına varıyorum bunun...
Öyle mesudum ki :))

Tercih edilmiş yalnızlıklar (hadi biraz yumuşatalım ilişki yaşayanlar için boş anlar diyelim :) yaşamanız dileğiyle...

Hypnos





Her çakıl taşı kuytusunda bir uyanış gizler..
Sonra seni sınar.
Bakalım gerçekten bir uyanış hikayesi mi olacak senin ki yoksa Hypnos'un kollarında uyuyarak tatlı tatlı can mı vereceksin?



Umud/İstanbul
Aralık 2009

;;