26 Şubat 2010 Cuma


Hikayeyi tamamlamicam..Canım istemiyor.Keyfim yok şimdi.


Bugünün şarkısıı...




akşam dans etcem deli gibi karar verdim..Görüşürüz....


ayıp not: Hımm bu arada.




Nasılsınız millet?
Ben keyifliyim..
Ama başım ağrıyor bi kaç gündür..
Her gün hap atıyorum Nazan'cım iki gözüm sağolsun..Bi de öksürüyorum sıkça..Sigarayı mı arttırdım acaba??
Öksürmeye başlayınca kızlar koşa koşa su yetiştiriyorlar bana..Azcık rahatlıyorum..Seviyorlar beni..Ben de onları..Bak içlendim yine..Kaçık kız grubu seviyorum olumm sizi ben..

Neyse işte..

Bu sabah ilk gençlikte dinleyip dinleyip bıyıkları yeni terlemeye başlayan oğlan çocuklarına aşık olduğumuz -olduğumuzu düşündüğümüz- zamanlardaki şarkılar var kulağımda..Ne çok acı çekerdik o zamanlar..Biz küçüktük acılar mı büyük geliyordu şimdi büyüdüğümüz için acılar mı küçüldü yoksa hayat daha geniş şimdi o genişlikte acılar mı az yer kaplıyor?

Büyüdük mü dersiniz?Büyüyünce hayat ve acı daha mı katlanılır oluyor?

Yoksa hayata karşı sağlam durmak mı benim yaşadığım?

Kendime çok mu misyon yüklüyorum? Öyleyse bile iyi idare ediyorum :)

Aslında ben başka bişi yazacaktım döküldüm dimi? :)

******

Çarşamba Scripta vardı..Scala'daki yazı grubu

Bu arada scripta nerden geliyor bilen vardır ama bilmeyenler için;

"Verba volant scripta manent" yani "söz uçar yazı kalır"..Hoş dimi?

O gün bi çalışma yaptık..

10 kişilik bi grup düşünün bir kişinin cümlesi ile başlıyor çalışma..Sonraki cümleyi başka birisi söylüyor..Sıra falan yok..Ama tabi anlamı bozmayacak cümleler sıralanıyor..Bu şekilde bir pragraf yaratıldıktan sonra herkes kendine göre tamamlıyor hikayeyi..

Çok enteresan hikayeler çıktı..Ne kadar kişiysen o kadar değişik sonla karşılaşıyorsun..

Hikayenin başlangıcını ve benim hikayemin sonunu yazacağım ben şimdi;

Ağır adımlarla gecenin sisinde ilerledi.Bir adım ötesini bile göremiyordu.Ne yapacağını bilmez bir şekilde bir süre bekledi. O esnada sisi yırtan canhıraş bir çığlık işitildi.Sokak lambasının altından bir silüetin koşarak geçtiğini gördü.Bu o muydu acaba?Gerçek miydi , her zaman ki halisünasyonlardan biri mi?Başının ağrımaya başladığını , nabzının düştüğünü ve gözlerinin karardığını hissetti..

-bundan sonrası benim-

Gözlerini açtığında loş bir odada , nemli bir şilte üzerindeydi.İçerki odadan ufak tıkırtılar geliyor,birisi sanki bişeyler arıyordu..Yattığı yerden doğrulmaya çalıştı..O sırada kolu şiltenin yanında duran lambaya çarpınca loş sessizlik parçalandı.

Odadan koşarak geldi adam.
-Nasıl oldun? diye sordu.
Selma,
-Daha iyiyim dedi belli belirsiz.

Daha iyi miyim gerçekten?

Kemal'i tanımıştı daha nasıl oldun der demez.
Bunca yıl sonra diye geçirdi aklından.Başı korkunç derecede ağrıyor sabit tutmakta zorlanıyordu kendini..
Sonra birden farketti ki onca sene gördüğünü düşündüğü şeyleri görmüştü gerçekten..Halisünasyon değildi demek!

Yaşadıkları tutkulu aşkı düşündü.İçi acıdı..Nasılda yıkılmış , nasıl dağılıp paramparça olduğunu ve çok uzun yıllar evet yıllar kendine gelmek için ne büyük çabalar sarfetmişti..Aldığı antidepresanların haddi hududu yoktu..Bu sebepten halisünasyonlar gördüğünü düşünmüştü yıllarca.Ama işte gerçek tam karşısında duruyor sevecen ama ezilmiş gözlerle ona bakıyordu..

Selma ne hissetmesi gerektiğini düşündü bir an..Öfke , kin? Özlem ? Korku?
Çözemedi..Kendini çözemedi..Uzun yıllardır olduğu gibi..Bu duygusu çokça tanıdıkdı zaten..

Yıllar önce Kemal' e çok yalvarmış bırakma beni nolur yapamam sensiz demişti..Kendini küçülttüğünü hiç düşümemişti..Aşkla tutkuyla seviyordu Kemal'i..Yalvarmıştı..Ama Kemal dönmemişti..Selma dönmediğini düşünmüştü yada....

Odadan gelen ses irkilmesine neden oldu adamın..Uyanmış mıydı Selma? Hemen bıraktı elindekileri..Evet işte uyanmış , kolu ile çarptığı lambaya boş gözlerle bakıyordu..

Nasıl oldun dedi..Çıkan ses sanki ona ait değildi.Daha iyiyim dedi kadın..Daha iyi miydi gerçekten?

Kemal utanıyordu..Koşup Selma'yı kollarına alıp "seni çok özledim,seni hiç unutmadım" demek istiyor ama Selma'nın gözlerinde bir türlü çözemediği gel-git ler engel oluyordu buna.

Yıllar önce Selma'yı terketmiş ve bunun o zaman için doğru bir karar olduğunu düşünmüştü..Anlatsa kadına anlamayacağını ve ona düşman olacağından emindi..Sonuçta yine de düşman etmişti kadına kendini..Selma çok yıkılmış kabullenememişti ayrılığı..Nasıl da ağlamıştı günlerce gecelerce..Ama kemal içi de erise kararından geri dönemiş bırakmıştı Selma'yı..Şimdi dönüp baktığında belki bir çıkar yol bulabilirdim diye düşünüyordu..Ama artık herşey için çok geçti..Selma onu asla affetmeyecek bir daha asla ona eskiden baktığı gibi bakmayacaktı..

Selma kendine gelmeye başlayınca odayı ve neden bu odada olduğunu sordu kendine..Sonra Kemal'e..
-Ne işim var benim burda? Senin ne işin var burda? Neden burdayız??

Kemal bu soruya nasıl cevap vereceğini düşünmemişti hiç..Selma'yı son 4 aydır takip ettiğini beni affet demek için geri döndüğünü onu hiç unutmadığını nasıl anlatabilirdi ki?

Bu dökündü odayı kiralamıştı hapisten çıktıktan sonra..Selma'yı içerde olduğu her gün her saat aklında çıkarmamış,çıkaramamıştı..
Yıllar önce bir anda sebepsiz terkinin de sebebi buydu..Aranılıyordu Kemal..Üstü örtülmüş bir dava tanıklardan birinin bir süre sonra konuşmasıyla tekrar açılmış ve Kemal her yerde aranılır olmuştu..


****

Biraz işim var ama hikayeyi bugün tamamlayacağım...Valla!

;;