20 Mayıs 2010 Perşembe

Yeşilin her tonunun olduğu bir yer burası...Esen rüzgar üşütmekten ziyade haz veriyor bedenime! Rüzgarın sesi ile karışan acıklı viyalonsel sesi tuhaf bir sükunete sebep!

Çıplak bacaklarıma örttüğüm battaniyede ki rengarenkliğe inat gözümün gördüğü sadece yeşil...

Arada yüzünü utangaç bir kız çocuğu gibi gösteren güneş tıpkı hayatta olduğu gibi bazen güzel şeylerin de olabileceğinin umudu...

Ahşap iskelenin üzerinde tek tük insanlar..Sanıyorum onlarda sadece "durmak" için burdalar...


Henüz hayattaki ilk yılını tamamlayamamış gün sayan melek bile artık oksijen çarpmasından mıdır , durmanın zevkini keşfettiğinden midir sesini çıkarmadan babasının güvenli kollarında poz verdi,"gık" demedi inanamazsınız! :)

Bulutlar ayrı bir terane zaten..Yağmur yüklü olanlarla , "dağılın olumm bahar bitecek nerdeyse geçti sizin fiyakanız" diyenler sürekli didişme halindeler..

Biz hepsini kabullendik...

Önemli olan neye benzedikleri..Bazen kanatlı bir fok , bazen de bir japoncuk balıkçık...

Burda , şu anda tek derdimiz bu...

An itibariyle (antibiyotik diil doğru okuyunuz :)))) okuyamayanlar oldu zira.....(ehe)güneş galip..Sırtımı ısıtıyor tatlı tatlı...Burnumun ucunda missler gibi bir koku...Ben duruyorum...Uzun zaman sonra durabiliyorum...Mutluyum!


LUNA


Kafamda günlerdir dönen Özdemir Asaf şiiri..İsmi Yön..

"Sen bana bakma
Ben senin baktığın yönde olurum..."

Öyle işte..Başka nasıl anlatılır??

Sizin var mı bir şiiriniz??

Sevgiyle...

;;