27 Eylül 2011 Salı


bişi dicem..çok romatik bu..Uğur Yücel hayat arkadaşı Derya Alabora'yı yazmış..Derya Alabora Uçan Süpürge Kadın Filmleri festivalinde 'Onur Ödülü'nü alacakmış ve sevgilisi Uğur Yücel Alabora için çok hoş bir yazı kaleme almış..hiç bir yoruma izin vermeyen incelikte..

"Hırçın Kız'a...

30 yıl önce tanıdım onu. Bizim Tef Kabare Tiyatrosu'nun sahnesinde 'Hırçın Kız' çalışmışlardı. Vaktiyle bir arkadaşımla oynadığımız 'Hırçın Kız' çok sükse yapmıştı okulda. Mezuniyetimizden sonra da konuşuldu. Aynı sahneyi oynayacaklardı. Bana gelmişlerdi. Mizansenimizi gösterdim. Sahnenin duygusunu anlattım. Kimi zaman karşılıklı oynayarak prova geçtik onunla. Utangaç, güzel bir kız olarak hatırladım sonrasında onu ama deftere yazmamıştım. Demek yıllarım bu Hırçın Kız'la geçecekmiş. Bilmiyordum.

Başından fışkıran deli kızıl saçları, çilleri... Güzel sevda... Suskunluğunun altında şelaleler akan tutkulu aşık delişmen kızlar gibiydi. Anne olduktan sonra da durup oturmadı aslında. Sülalede Selanikli bir deli büyükanne olmalı ki bu kızı anlayalım. Varmış da zaten. Öte yandan yemiş bitirmiş bir olgunluk...

Lezzetli ev yemekleri pişiren, eğlenceli, anaç, düşkün dostu, adaletli, gece geç saatlerde barını kapayıp tek başına kaybolup giden kavi Slav kadınlarına benzer. Sadakatle kulis lambaları karşısında makyajını silip artist barlarında kadeh parlatan inceden kibirli yeri pek kolay dolmayacak esrarengiz karakter oyuncularında, Hanna Schygulla'nın uzun koridorlarda Lili Marleen yürüyüşünde, Cahide Sonku'nun efkarında, Liza'nın kabaresinde, Sally Bowles azgınlığında, kuzey ülkelerinden gelmiş ve aniden karlar altında yok olup gidecek Femme Fatale bir yosmada, Persona'nın çıkmaz sokağında, bir balkan çingene alayının ortasında elinde şarap şişesi dört kol çengi bir karnavalda, kış günü hayranlıkla sevdiği oğlunun boynuna atkısını sararken gözleri nemlenen her annede, belalı bir sevgilinin peşinden yıllarca şehir şehir alem alem dolanan yaralı her pavyon şarkıcısının suretinde gözükür.

Küçücük bir kız çocuğundan, elinde votkasıyla kaşarlanmış eski zaman kadınlarına kadar uzanan sessiz bir klavye. Duymadığınız içli sesiyle kederli bir şarkı... Yakınındayken özlenen kadındı. Bende benim de bilmediğim, bilip de görmediğim, savurup attığım her duyguya, yırtılmış her kağıt parçasına hayranlıkla baktı. Aşığına bakar gibi.

Gencecik çilli kırmızı

Kekik kokulu adaların rüzgarlı tepelerinde başını bağrıma yaslarken yüreğimin titrediği gencecik çilli kırmızının aşk üzerine yazdığımda koyu bir ilhamla yeri baki. Canımın ta içi oğluma her sarıldığımda ciğerime dolan bahar kokusunda da.

Bir yerlere kaybolursam ruhum dolu, oğluma ilelebet hasret, ona minnet ve şükranla giderim bu dünyadan. Hırçın Kız'a..."

***Eylül sonu-ekim ayı sanat severleri oldukça memnun edecek aylar gibi..Bi de artık havalar soğuyor..Artık zamanı geldi zira yazın sıcakta terleye terleye sanat olmaz..mış gibi geliyor..hani şapkanı takarsın fularını sararsın..hava soğuktur ve sinemadan çıkar filmi tekrar izlersin aklından..

***İstanbul'da 12.İstanbul Bienali başladı bile..17 Eylül 13 Kasım tarihleri arasında 5 karma sergi ve 50'den fazla kişisel sunum buulunuyormuş..İlgilenirseniz web adresi; http://12b.iksv.org/tr/sololar.asp?c=2

***Bayan yanı dergisi kadınlara özel bir dergi (elbette erkekler de okuyabilir) 20 kadın mizahçı hazırlıyor dergiyi...Son sayısında Hakimler ve Savcıların iş yükünün azaltılması için tecavüzcüleriyle evlendirilmesi önermesini kapağındaki karikatür ile anlatmış.Sanıyorum değerli! hakim ve savcılar biz öyle demedik biz şöyle dedik gibi saçmasapan bir açıklamada daha bulunmuş ama orada ciddi bir problem var ve nasıl çözülebileceği (bu insanların kafa yapılarını değiştirmeden) bilmiyorum..




**Eddie Adams ünlü bir fotografçı..Çok ünlü..Ünü Vietnam savaşı sırasında çektiği -nasıl tanımlayacağımı bilemiyorum-fotograflardan geliyor..Bu fotograf bambaşka bişi ararken çıktı karşıma ve siz de mutlaka rastlamışsınızdır bi yerlerde..Hikayesini biliyor musunuz peki?
Fotograf Vietnam Halk Ordusu tarafından Güney Vietnam ve Amerikan askerlerine karşı başlatılan ve Tet Offensive olarak bilinen saldırıda çekilmiş Adams tarafından..Fotograftakiler Güney Vietnamlı general N
guyen Ngoc Loan sürüklediği Viet Conglu yüzbaşı Nguyen Van Lem..Yüzbaşı bu fotograf çekilirken yaşamını kafasına giren kurşun sebebiyle kaybediyor..Bir insan böyle bir deneyim yaşar ve sonra hayatına "sağlıklı"nasıl devam eder? Aslında biz de bu topraklarda her gün gözümüzle görmesek de cinayetlere tanıklık etmiyor muyuz? Ve siz "sağlıklı"olduğumuzu mu düşünüyorsunuz?



0 yorum: