20 Şubat 2011 Pazar

ya ne dense kabulüm..zira kuyruğu yanmış gibi gezdim haftasonu..

cumartesi "bi ordaydım bi burdaa hayaller ortasındaaa"

anne tarafından adanalı olduğumuzdan kelli, de ki "gel kebap var" :) Uçarak gelmessem n'olayım...hele içli köfte efendime diyeyim şalgam ne bileyim halka tatlısı var de..Canımı al..

e gittik tabi maaile..Adanalı erkekler takımlı ve göbenkli, Adanalı hatunlar süslü ve bol takılıydı..Sanki Nişantaşı'nın göbeende değildim de adeta Adana'da arz-ı endam ediyordum..Öyle ele geçirilmiş bir durum vardı ortamda..

neyse geçelim..zira önemli olan yediğimiz içtiğimiz..Ceyhan'dan getirtilen kebap ustası abi tüm hünerini konuşturmuş ve parmaklarımızı yememize sebep accaip bi kebap hazırlamıştı..cazır cuzur ettikçe o ızgara benim de içim erimekte acaba bu kebapçı abi beni de yanında ceyhan'a götürür ömür boyunca ona köle olmam karşılığında hergün bana kebap yedirir miydi? Teklif etsem yapardı bence :) sence? (ehe)

Valla fotograf desen utangaç bi biçimde başımı öne eğerim zira unutmuşum!! Fotograf çekmeyi unutmuşum..İnanamadın mı? İnan..öyle.. Masadaki hummus-kebap-bol yeşillik ve içli köfte bana benliğimi unutturdu sen bana fotograf için hesap soruyorsun..Sorma..O günü hastanede bitirmedim ya..bana bişi olmaz artık..

ordan sonra dedik yafu azcık öğütmek lazım bu şaane şeyleri..Gittik dolmabahçe'ye..deniz kenarındaki şu meşhur çay bahçesine..bak böyle işte;









bitti mi? hayır..

Akşam sevgili Esra'nın doğumgünü için Kuzguncuk'daki Olcay'daydık.."Olcay apla" şarkı söylemek için dünyaya geldiğini düşünen ama çok yanılan bir mekan sahibi..imiş..saz heyeti sanatlarını icra ederken bi ses duyduk..allahım bu ne? Ne derken hakkaten "NEE?" yafu Olcay abla valla bak sen mekanı işlet paraları say ama yapma gözünü sevvim ablam..kıyma bize..Hayır ben bi de onun mekan sahibi olduğunu bilmeden garsona "biz rahatlayalım diye gelmiş idik bu ablanın elinden alınız şu mikrofunu derken de aklımın ucundan geçmediydi inadına devam edeceği :))

Masamızda Bilkent'te müzik öğretmenliği yapan ve profesyonel olarak şarkı söyleyen Elif'ciğimize bu kadar yalvaran gözlerle bakmamış olsak dün geceyi eminim farklı hatırlayacaktık..Elif şarkı söylerken ben de mutlu mesutken;



Elif muhteşem bi ses ve şekerpare gibi bi hatun..Nerde ne zamanlar çıktığını dün işitir gibi oldum ama emin olmak lazım..Öğreneyim dinlemeye gideriz hep beraber bi akşam...Hımm?
















Esra ve Sümer..Çok tatlı çok aşıksınız..Size imrenmemek elde değil..İnsallahh uzun sürsün aşkınız..Esra'cım bu arada; Zahidem'i öğrenmeye başladım..O türküyü sana söylicem ama dün akşam ki sözün söz mu cancağzım? :)))

Seni çok sevdim..sık sık görüşelim olmaz mı? Ve yine iyi ki doğmuşsun..Sümer ve sana, henüz tanışamadığım muhteşem köpeğinizle uzun ve aşk dolu bir ömür diliyorum..
Hımm Sümer fotografları mailleyeceğim sana..unutmadım..





e öyle böyle derken sabaha yaklaşırken yollandık evlere...Rakı tadı ve keyifli muhabbet kar kaldı..

Güzel insanlar,güzel zamanlar...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

yazını gülümseyerek ve yer yer ağzım sulanarak okudum.güne gidemedim adanaya giderim anasını satıym...yerim kebap,bici bici filan.sıra resimlere gelincee ağır ablalar hemde adanalı olunca pek hoş olmuş,karnınızda doymuş mutltsunuz tabi..bi de dün geceki olcay ablanın yerindeki fotolardaki beyaz tişörtlü,şuursuz kadın olcay mı ki?!!biraz birine benzetir gibi oldum ama şuursuzluk yüzüne vurmuş,tanınmıyooo.öptüm çok.ADSIZ

Umudum dedi ki...

hehe..şuursuz'u taktın dilime..ona buna Şuursuz deyip duruyorum..
o beyaz tişörtlü kadın var ya...şaane bi kadın o...beyaz tişört; yanımda olduğun için seviyorum seni..yok len olmasan da severdim de olunca kaymaklı ekmek kadayıfı...(taam taam düşünüyorum dediklerini...)