17 Aralık 2010 Cuma












































































İlk olarak size Hacı Şükrü'den bahsedeceğim..Muhteşemm Hacı Şükrü...Ahmet "o cennetlik bi adam" diyor..Konya'da en iyi fırın kebabını Hacı Şükrü'de yiyebiliyorsun..Kebap Merinos cinsi koyun etinden veya kuzu etinden yapılıyor (sadece ön kol ve kaburga kısmından) ve yerken kendinden geçip çok acaip sesler çıkarmaman mümkün olmuyor..Nasıl diyeyim size et değil yediğiniz şey lokum lokummmm...Yanında beyaz soğan ve sürahi ile ayran geliyor..Yahu soğanın tadı bile başka yaaa!!


Ordan Emirgan diye bi yere götürdü Ahmet beni..Emirgan Küçük bir dükkan ve içerisi nargile dumanı ve kokusundan ibaret..Ama adımınızı atar atmaz içerdeki huzuru ve bilgeliği farkediyorsunuz..Büyük laf di mi? Ama emin olun öyle..Hemen elmalı-naneli nargilemiz geliyor.. (yarın güllü-naneliyi deneyeceğim)Zaten oturanlar hep ahbap..Herkes birbirini tanıyor ve ismiyle hitab ediyor birbirine..Öyle sıcak ki..Nargile içerken derin bir sohbete dalıyoruz Ahmet'le..Çalan ilahiler ve Erkan Oğur sohbetin güzelliğine güzellik katıyor..


Nargile içerken menengiç kahvesi ve yanında çörçil eşlik ediyor bize..(çörçil limonlu-tuzlu-soda) Menengiç antep fıstığının yabani hali..Kahveyi içerken zaten antep fıstığı tadı alır gibi oluyorsunuz..Çok faydalı olduğu söyleniyor..Onu bilmem ama tadı inanılmazdı..

Bundan sonraki durak Şems-i Tebrizinin türbesi...İçeri girer girmez gül kokusu ve çalan ilahi sizi zaten olduğunuz zamandan alıp çokk eskilere götürüyor..İhtişamlı bir sandukası var Şems-i Tebrizinin..Ve içerde hissettiğim şeyi anlatabilecek miyim bilmiyorum..Çok büyük bir hüzün ama aynı zamanda nasıl bir metanet..Hemen yanımda benimle dua eden kadın sessizce ağlıyordu..Diğer tarafta namaz kılan erkekler ve sadece öylece dakikalarce oturan insanlar..Yarın tekrar gideceğim zira bende saatlerce orda oturmak ve..o kadar sadece orda durmak istiyorum..


Sonraki durak Aziziye cami..Aziziye 1700 yıllarında yapılmış ve barok-rokoko-osmanlı tarzını yansıtıyor..Hakkaten değişik bir mimarisi var caminin..Çok güzeldi..Hepimiz için çok dua ettim..Herşeyin hayırlısı güzeli olsun istedim..Bir de anneannem ve Emine anneannem için fatiha okudum..

Sonra içinde tek bir kadının olmadığı "Kadınlar pazarına"gittik..Ordan size küflü peynir getireceğim..Muhteşem bir tat..Rokfor halt etmiş..Ve dönüş yolu....

Yarın Mevlana'nın dergahına gideceğiz...

Selametle..

4 yorum:

lunawar dedi ki...

fotoğraflarını çok sevdim..

Umudum dedi ki...

sahi mi?
ne güzelmiş..

Adsız dedi ki...

'Mevlana Şehri'size çok şey katmış olacak ki buraya taşımanıza sevindim. Hüseyin ben. Selamlar..

Umudum dedi ki...

katmaz mı..teşekkürler yorumunuz için..