29 Nisan 2010 Perşembe


Yine tercih edilmiş yalnızlıklar akşamlarından biri..

Onsuz eksik olacağını düşündüğüm koca şarap kadehimde şarabım eşlik ediyor bana...

Birlikteliğimizin en güzel zamanında aramız artık tatsızlaşmasın diye severek ayrılacağımız sigaram yanıyor..

Biliyorum özleyecek o beni...Nefesimi..Ama karar karardır..Aldığım kararları uygulayabilme lüksünü bi nikotin bağımlılığına satmam..

Çalan müzikte genizden acısını haykıran adam aklımı başımdan alıyor..

Gözlerimi kapatıp latin kokusunun genzimi yaktığı , loş ve nemli bir barda hayal ediyorum kendimi..Esmer tenli , yüreği yanık latin erkeği aşkını haykırıyor..

Hava çok çok sıcak..Bembeyaz tiril elbise çekiyor tenimdeki nemi..Saçlarım tepeden tutturulmuş handiyse hapsedilmiş..

İçim alabildiğine özgür..Bedenim ve ruhum birbirleriyle yarış halinde..Sevecen ve fakat teslim olmuş gözlerimle onları izliyorum..Ne derlerse yapacağım.İtirazım yok! Ne söze ne yemine prim vermeyeceğim and içtim..

Buz gibi biramdan koca bir yudum , ilk kez alkolün etkisi olmadığını biliyorum ruhumun cüretine sebep olan şeyin..

Bar ne çok kalabalık ne de sakin..

Kimsenin birbiriyle bi işi yok..

Issızlıkların kesiştirdiği ruhlar barında esmer tenli erkek içini dökercesine, boşalırcasına haykırıyor..Ağlasak mı , mutlu mu olsak bilemeyeceğimiz bir yerdeyiz..

Adamın acısını tüm kalbimle hissediyorum..

Kaç kişinin acısını taşıyoruz kendimizde?
Kaç kişinin daha acısını taşıyacağız??


Sessiz sakin bir mutluluksa aradığımız, bu kadar çabanın bu kadar zahmetin ne gereği var?

Şarkısını bitiriyor esmer tenli erkek şarkıcı , sessizce iniyor sahneden...

Nerdeyse yığılacak kadar yorgun..

Yanıma gelince adımları iyice yavaşlıyor , anlıyorum ben onu.

Beyaz eteklerimi toplayıp, kan çanağı gözlerimle kolunun altına giriveriyorum...

Yavaş adımlarla , hiçbişey düşünmeden çıkıyoruz loş , nemli bardan..
bitiyor hayat!


2010 Nisan

İstanbul

0 yorum: