27 Mart 2013 Çarşamba


Çok seviyorum tiyatro oyunu izlemeyi sahici sahici geliyor gerçekten orda yaşıyomuş gibi adamlar..Gel gör ki Ankara'da benim kadar çok seven var ya da afedersin ama g.t kadar gidilecek yer olmasından mütevellit bilet bulmak çok zor..Aslında hep kulaktan dolma bilgiler bunnar çünkü hiç gidip de bulamadan kıçın kıçın dönüp saydırdığım olmadı..Hatta bi keresinde bilet aldım da biz gidemediydik çoğcukları bırakacak kimse yokluğundan! 



Neyse ne,entellektüel kişilik oluşturmada anlık karar verme no:827..Kesinliklen artık daha çok tiyatroya gitcem..

dün akşam Yastık Adam'a gittik kızlarla..Bahri'de vardı ama o sevgilisiyle idi..Biz kız kıza kaldık bundan sebep..Zaten muhabbete değil izlemeye gitmiştik..Oyun çok gergindi..Kara mizah demişler ama ben pek gülünecek bi yer göremedim..Acı acı bellllkkkiii 1 kere ya da hadi 2 olsun gülmüşümdür o da 2 saniye felan..sonra ciddileştik oyun çok gergin zira..Ama oyuncular çok iyiydi yaaa..Murat Çıdamlı, Emre Erçil, Tolga Tekin, Mesut Turan..Ben en çok Katuryan'ı sevdim bi de...

bi dakka ya evden çıkmam lazım..saat?? üff.geç kalcam..Bu oyun için başka bambaşka post lazım gelir..Artık eve dönünce şeyedelim..öptüm..


17 Mart 2013 Pazar



15 Mart 2013 Cuma


Çok ciddi tesadüfler barındıran bir hayatım var bence..Severim onları ve o tesadüfler ya olmasaydı acaba nerde neler yapıyor olurdum,düşünürüm sıklıkla..Severim işte onları..

Bu filmle karşılaşmamda bir tesadüf benim..KUTUP ÇİZGİSİ AŞIKLARI..

Film,film gibi değil..Bende uyandırdığı intiba birileri benim yanıbaşımda bişiler yaşıyorlar ve bende onları izliyorum gibi..İspanyolca ismi LOS AMANTES DEL  CİRCULO POLAR..

Çocukken yaşadıkları ufak tesadüf sonucu karşılaşırlar Otto ve Anna..İlk karşılaşmalarından itibaren hayatlarının sonuna dek türlü çeşit tesadüfler ile ödüllenirler ya da cezalandırılırlar..Kim tarafından peki? Yaşadıkları kader midir yoksa kendi tercihleri mi? Mesela yan masada otururken biraz daha dönse arkasına görecektir Anna Otto'yu ama göremez ve sonra yan masadaki gelecekte kocası olan adamdan bir dal sigara ister..Halbuki tek istediği Otto'dur ama olmaz işte..Sigarasını yakar ama Otto gitmiştir artık..

Bunları onlar yaşarken farkedemezler ama sen büyülenmiş gözlerle bakarken ekrana farkedersin..Sonra durdurur düşünürsün benim de farkedemediklerim olduysa kim farketti peki?

Hayatımdaki tesadüfleri seviyorum ben..Seviyorum işte onları..

Öyle başarılı ve büyüleyici bir film ki,adeta yap boz şeklinde gelişen olaylar,geçmişe dönüşler ve bazen Anna'nın bazen de Otto'nun gözlerinden bakmak öyle hoş bir deneyim ki..

Aşk halinin hep çemberin içinde olmak olduğunu düşündüm..Başlangıç noktan aşık olmak ise döne dolaşa o çemberin içinde yaşıyorsun ve vardığın nokta çemberin başlangıç noktası oluyor..Bundan mutlu olmak ya da mutsuz olmak aşkın elinde..

İzlediğim en güzel aşk filmlerinden oldu Kutup çizgisi aşıkları..

Anna'nın gözlerinin içindeki Otto,aynaya bakmama sebep oldu..Gözlerimin içindeki de beni bu halimle mutlu etmeye yetti..

Her ne kadar ismimim sondan okunuşu ile baştan okunuşu aynı olmasa da..


13 Mart 2013 Çarşamba


"Dün merdivenleri çıkarken orda olmayan bir adamla karşılaştım.Bugün de orda değildi..Keşke,
keşke,dedim.Gitse!"

Son izlediğim film İdentity..John Cusack sevdiğim beğendiğim en nihayetinde saygı duyduğum bir holivud ağbimizdir..Sanıyorum tanışıklığımız "Sensiz olmaz" diyerek türkçeleştirilen "high fidelity" filmi ile olmuştu..Belki daha eskidir de ben bilmiyorumdur..Bak o film de güzeldir..Tekrar izlemek lazım ama yazmak için, çoookkk uzun zeman oldu izleyeli..Afişi yatak odamızda durur hala..



Identity aslında enteresan bir film..Çok enteresan değil ama enteresan..Anlatacağım..

Başladığında Agatha Christie romanlarından uyarlanan filmmiş gibi ya da Stephen King gibi..Deli gibi yağan yağmur çakan şimşek,bir şekilde yolları ıssız bir yerdeki otelde kesişen on kişi,sırayla ölen insanlar..Hatta filmin bir yerinde Agatha teyzenin On küçük zenci'sine gönderme yapılıyor..Ama film ilerledikçe Pruitt Taylor Vince abinin canlandırdığı Malcolm karakteri filmi zenginleştirmeye yetiyor bence..Malcolm'ın kafasının içindeki o karmaşa çok dikkat çekici kılıyor filmi..Ayrıca gözlerini nasıl öyle yapabiliyor sorusuna da internette araştırdığımda yanıt buldum;adamın nystagmus hastalığı varmış..Gözün istemdışı ileri geri hareketi..Normal insan deviremez yoksa o gözleri öyle..


İzlerken Malcolm'un suçlu mu suçsuz mu olduğunu çok düşündüm..Yani psikolojik hastalığı olan bir kişi ne yaptığının farkında değilse yaptıklarından sorumlu mudur? Sanırım yaşanılanların neresinde durduğuna bakar sorunun cevabı..


Eğer çoklu kişilik bozukluklarını irdeleyen psikolojik gerilim filmi izlemek isterseniz,zaman kaybı yaşamayacağınız bir film bu..


Al sana bi de fragman vereyim yanında;




8 Mart 2013 Cuma

Özden sıkı kadındır..Bakınız ne haykırmış;


"8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü sevgililer günü formatinda kutlayanlara;
8 Mart bir mucadele gunudur,129 kadin işçinin öldürüldüğü gündür, "kadinlar gunu" degil, "EMEKÇİ" Kadınlar Günüdür.









Gelsin baba gelsin koca gelsin
Polisiniz devletiniz gelsin
Bakanınız haklarımı versin
Aman istemem üzeri kalsın
Ev işlerini marslılar yapsın
Cadıysam süpürge bana kalsın
Olursa çocuk yaparım olsun

İstemezsem soyları kurusun
Çitmişim ben çekirdek aileyi
Kırmışım kendi testimi
Bundan böyle ne bacı ne bayan
Hayatta olmam ben adam
Cinayetinize sessiz kalmaz
Yastık değildir köşede durmaz
Kol kırılsa yen içinde kalmaz
Tarih yazar figüran olmaz
Çevir dünyayı tersine dönsün
Seni dövemez dizini dövsün
Kız kardeşlerin sesini duysun
Kadınlar sokaklara dökülsün
Bundan böyle duramam ben evde
Sokağa özgürleşmeye
Bundan böyle ne bacı ne bayan
Hayatta olmam ben adam


1 Mart 2013 Cuma


çok çok üzüldüm ben...

                        



;;